11 Temmuz 2011

Geçen günlerden kalanlar

Selam
Kaç gündür yazamadım çünkü inanılmaz hızla geçti!Bir sürü şey oldu irili ufaklı:)
Sırayla gidersek Willy'lerde kahvaltıdan sonraki ilk olayımız sanırım kınaydı.2 temmuza tekabül eden bugün de kuaför randevumu almış evimde oturuyordum kuzucuk aradı kına yerinin süslenmesi için ufak bir yardım gerekiyordu tamam deyip ona gittim.İki saate yakın sürdü randevuyu hemen iptal ettim tabi.Neyse iş bitti eve döndüm tam apartmandayım evimin kapısına gelirken annem kapının üstünde anahtarı unutarak çıktığını ve şu anda eve girmenin namümkün olduğunu söyleyince bir yandan cinler hemen tepeme doğru yola koyuldular sırf cinler olsa iyi fotodaki grili güzel de bize doğru yolda.Biz kapıda!!!Neyse ki dedem imdada yetişti ve durumu halletti de sakinleşebildim:)Ve hazırlıklara koyulduk.Sağolsun Willy her işime yardım etti:)Geçen yazıda bahsettiğim kına için yaptığımız şey buydu işte.Kafadaki şapkaya dikkat çok şeker şeylerdi.Hem fotodakiler hem de kafadakiler:)                                                                                                                                                      


Sonra ne mi oldu?Pazar günü sevgilim dedi ki adaya gidelim annemler çağırıyor.Çok güzel çok isterim ve fakat hiç hazır değilim randevu iptal edilmiş bir gün önce:)Hemen acil planlar yapıp organize olmaya çalıştık ve gerçekten de ayarlandık ertesi günü deniz otobüsünde bulduk kendimizi.Gitmeden terlik ve elbise alabildim acilen.Pazartesi akşam oradaydık.Çok güzel karşılandık,soframız hazırdı zaten hemen mangal yakıldı bir güzel yedik küçük bir ada turu attık ve yattık uyuduk.Ertesi gün deniz kum güneş akvaryum gibi sularda yüzdük ki bu bünyeye çok iyi geldi.Sonra yarım midye tava,midye dolma,bira ve mekanın sahibinden ikram helva ve yetmedi evet üstüne dondurma derken sevgilim akşama mide fesadı geçiriyordu nerdeyse!Neyse ki hemen nane limon,sıcak su kürleri atlattı.Ama bununla da bitmedi çünkü baba, karagöz balığı almıştı ve mangalda pişirilip yenilecekti yenmese olmazdı bir güzel onu da yedik.Yani desem bu üç gün boyunca acıkma duygumu hemen hemen hiç hissetmedim desem yalan olmaz.Tatilimizin son gününde mermerlerin çıktığı Saraylar Köyü'ne gittik.Burada maalesef acı bir tabloyla karşılaştık viran olmuş bir kilise içi hayvan barınağı haline getirilmiş.Çok kötüydü içinin fotolarını çektik ama sevgilimin makinesinde kaldı sonradan ekleyeceğim.Aynı şey yurt dışında olsaydı eminim büyük bir olay olurdu yada burada bir camiinin başına böyle bir şey gelmesi mümkün bile değil.

www.saraylar.bel.tr


Saraylar aslında güzel bir yer mermer çıkıyor buradan ve mermerlerden çok güzel heykeller yapmışlar ama inanın şu ayıptan sonra anlatasım gelmiyor.Ve tatilimizi gezilerle,güzel yemeklerle,candan sohbetlerlerle sonlandırdık.Döndüm ve koşturmacaya devam ettik.O da diğer yazıma kalsın,sevgiler:) 


                                                                                                                             



3 yorum:

  1. Ada kokusu geldi buram buram burnuma ne güzel :))

    YanıtlaSil
  2. Ne güzel şeyler yapmışsın ,adadaki zamanlar belli güzel geçmiş.
    Bu Saraylar köyü ve kilise ilgimi çekti,ama üzüldüm de ...dediklerin doğru Avrupada olsa kıymet bilinirdi, bizde maalesef böyle oluyor:(Ayvalıkta da bir kilise var içi ikona ve duvar resimleri doluymuş ama mahvolmuş,talan olmuş,şimdi kapalı.Korunmak ve kapatmak için geç kalınmış.

    YanıtlaSil
  3. Ada benim de burnumda tütüyor Özlem:)

    Sevgili Natali,bu saraylar köyü Marmara Adasında aynen dediğin gibi burada da duvar resimleri mahvolmuş,sökülmüş,kazınmış.Neden o kadar rahatsız olunmuş?!Bence en azından temizleyip kilit vursunlar o da yeter çünkü içine hayvan koymak çok büyük bir saygısızlık,terbiyesizlik!

    YanıtlaSil