20 Ocak 2016

Teşekkürler Japonya

Selam sevgili blogum

Japonya maceramızın sonuna geldiğimizi gururla sunarım. Eşim doktorasını aldı. Evliliğimiz üç yılını doldurdu. Hayatımda hiç aklıma gelmezdi buralarda yaşayacağım. Tamamen körlemesine geldiğim bu ülke bana çok şeyler öğretti. İşte bazıları



  • Ağaçları, çiçekleri fark etmeyi, onlara dokunmanın iyi geldiğini
  • Gök yüzüne bakıp, havayı koklamanın güzelliğini
  • Çöplerin nasıl beş yüz çeşit olduğunu 
  • Çöpü atarken bile düzenli olmanın güzelliğini
  • Tanımadığın insanlarla selamlaşmanın sıcak duygusunu
  • Sıra beklerken sinirli olmaya gerek olmadığını
  • Yaptığın her neyse özenle yapmanın huzurunu
  • Kurallara uymanın getirdiği düzenin güvenini diye uzar gider ilk aklıma gelenler bunlardı.
Japonca girdi hayatıma, hayatımı idame ettirebilecek kadar öğrendim. Hiç yoksa kafamda onlarca Japonca kelime ve cümle var. Bundan büyük mutluluk duyuyorum.

Koreli dostlarımız oldu, onlarla harika vakit geçirdik. Ucundan kıyısından kültürlerini tanıma fırsatımız oldu. Kilometrelerce ötede ne kadar benzer bir kültüre sahip olduğumuzu gördüm. 

Çalıştım, dilini bilmediğim bir ülkede kendi paramı kazanma fırsatım olunca "Dünyanın her yerinde yaşarım ben, ekmeksiz kalmam" dedim. Kendimi çok sevdim.

Yukata giydim, onsene gittim, sashimi yedim. Üç sene önce duysam bu kelimeleri 'O ne ki ya ?!' derdim. Öğrendiklerimin devede kulak olduğunu görüyorum her gün. Dünyada ne çok öğrenilecek, tecrübe edilecek şey var Allahım! 

Yoga yaptım, asla unutamayacağım duygu değişimlerini deneyimledim.

Parasız kaldık, yumurtanın ne kadar işlevsel bir besin olduğunu öğrendik.

Buraya gelmeden önce kendimi çok güçsüz sanırdım. Halbuki mecbur kalınınca insan dağları bile delermiş bunu anladım. Ama bu dağ delmede yalnız değilse, sevdiceği ile birlikteyse dağ delmenin de keyifli hale gelebildiğini öğrendim. Hrant Ahparig' e neden yurt dışında yaşamıyorsunuz diye sorduklarında "Benim kendi cennetimi, kendim didişerek yaratmak isteyen bir yapım var. yani biraz kavga etmek daha güzel bir yaşam gibi geliyor." diyor aynı şeyi
kendimiz için düşünüyorum. İstanbul'da ailelerimiz yanında korunaklı ve rahat bir yaşam sürebilecekken, Japonya'da yer yatağında üç sene geçirdik. Ama paha biçilemez deneyimler elde ettik. Ve bir ay kadar İstanbul'da kaldıktan sonra kısmetse bu sefer de dünyanın bir başka tarafında Amerika'da sürecek maceramız. Umarım bizi güzel günler bekliyordur. Ama şimdi içimde iki gün sonra İstanbul'da olmanın mutluluğu var. Görüşmek üzere:)