01 Ekim 2016

Baba ve Piç





Üstümden etkisi silinmemişken taze taze yazmak istedim. O yüzden yine pat diye giriyorum olaya. Şimdi bir durdum, zaten hayatımda da hep böyle değil miyim? Bir şeylere uzun uzun hazırlanmanın büyüyü bozacağına inanırım hep, ya da olmayacağından korkarım. O yüzden de her şeyi paldır küldür yaşarım. Neyse...

Epeydir twitterım kapalıydı bir iki ay önce yeniden açmıştım. En sevdiğim yönü, çoğu kültür sanat olayını buradan takip edebilmek. Mesela ben tiyatroyu çok severim kesin daha önce de yazmışımdır. Evimiz Üsküdar Müsahipzade Celal Sahnesi'ne çok yakın olduğu için ortaokul lise dönemlerimde neredeyse hiç oyun kaçırmadım diyebilirim. Hatta o yıllara ait oyun düzeni kataloglarımda hala en değerli hazinelerim arasında. Şimdi ise bir çok değerli sanatçı görevinden alındı. Şehir tiyatroları çok değişti. Bence izleyici kalitesi de çok düştü. Susmayan telefonlar, geç gelen izleyiciler, konuşanlar... Twitter diyordum işte oradan çok sevdiğim ve Elif Şafak bugün bu hale gelmeden önce yazdığı bir roman olan Baba ve Piç'in Talimhane Tiyatrosu'nda seyirciyle buluşacağını öğrendim. Çok da heyecanlandım. Çünkü daha önce Zorlu  Center'a gelmişti ve bilet bulamamıştım. Neyse ki bu sefer hem erken davrandım hem de şanslıydım. Çok kibar bir beyefendiden iki kişilik yerimi rezervasyon ettirdim. Sahneyi bilmediğim için seçimi ona bıraktım o da mükemmel bir yer ayarlamış sağolsun. Oyunu izlemeye gelen bir çok değerli tiyatro sanatçısından bile güzeldi yerim. Deniz Gökçer, Çiçek Dilligil herkesin mutlaka tanıdığı ama bir seferde ismini söyleyemeceği daha bir sürü oyuncu vardı. İyi ki de yerimize son dakika geçmemişiz de rahat rahat görme imkanım oldu sevdiğim bu güzel insanları.

Sahneye bakış üç ayrı pozisyondandı. Ben ilk kez standart dışı bir sahne görmüş oldum böylelikle.

Oyuna gelecek olursak kitabı okumuş olanlar bilirler. Türk Ermeni meselesini temele alan bir konusu var. O yüzden bazı kişilere hitap etmeyebilir. Aslında en çok da o 'bazı kişilerin' izlemesi ve anlaması gerek ya neyse. Oyunculuklar güzeldi. Yalnızca oyunun tek erkek oyuncusu olan Gökçen Gökçebağ'ı beğenemedim. Aşırı ciddiyetsiz geldi bana. Sanki sahneye şakacıktan çıkıyormuş gibi. Ama O'nu internetten araştırırken babasına denk geldim. Yalçın Gökçebağ, ressamış. Çok beğendiğim tabloları oldu. Konuyu dağıtmayayım. İlgilenirseniz şuna tıklarsınız.

 En çok da Rose rolünü canlandıran İdil Yener'i beğendim. Ve kızıma vermeyi düşündüğüm isim olan Nora Tokhosepyan'ı çok sevdim inanılmaz derecede Rory'e benziyordu tarz olarak.(Oyundaki tarzı)

Oyunda en çok sevdiğim kısım ise önemli olanın  Türklerin Orta Doğu ülkesi mi yoksa Avrupa Ülkesi mi olduğu tartışmasından çok aslında Türklerin kendi içinde çok farklı kesimlerinin olduğunun yani Türkün Türke yabancı olduğunun 'alkolik karikatürist' tarafından yapılan tespiti idi. Ne kadar doğru şeyler söyledi.

Bilet fiyatları iki kategoride 40 ve 50 tl. Yeri ise Şişli Musevi Mezarlığının karşısında. Bir alışveriş merkezinin içinde. C bloktan giriliyor. İçerisini pek sevmedim ama tiyatro alanı güzeldi.

Velhasılı kelam sezonu çok güzel bir oyunla açmış olduk. Çok keyif aldık. Tiyatronun sahibi ve oyunun yönetmeni olan Mehmet Ergen'e bu güzel atmosfer için teşekkür ederiz.


http://tiyatrolar.com.tr/etkinlik/baba-ve-pic




4 yorum:

  1. Kitabını okumuştum. Ama yorum bırakmama neden olan kısmı yazının giriş kısmı. Benim gibi düşünen birini bulmak sevindirici :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgeldiniz:) Benim açımdan da yalnız olmadığımı duymak sevindirici oldu:)

      Sil
  2. Çok samimi bir eleştiri. Hakkımdaki fikrinizi ciddiyetle değerlendireceyim. Sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok olgun bir tavır ben teşekkür ederim. Sevgiler:)

      Sil