27 Mayıs 2011

dostuma dönüş

Bugün çok uzun zamandır görüşmediğim bir eski dostumla buluştum.Bana çok iyi geldi onun sakinliğini çok özlemişim.Biraz yavaşladım ve geçmişe döndüm.Onu kalbini eskiden kırmıştım.O zamanlar ne kadar büyük bir yanlış yaptığımı anlamadan paldır küldür davranmıştım-belki şu anda başkalarına yaptığım gibi-Sonrasında onu çok özledim ama o bir daha çizgiden geçmeme izin vermedi ta ki bugüne kadar bugün anladım ki af edilmişim.Sana teşekkürler Tanrım!

24 Mayıs 2011

Yolgeçen Hanı'ndan bana kalanlar...

-Gönüller bir olunca samanlık seyran olur derler fakat bir balığı karaya getirsen ne olur?

-Gurbet mi lazımdı özgürlük için?

-İnsan, bokun içinde yaşamayı öğrendi mi , eyvallahı kalmaz kimseye.Dönüp arkasını , her yere, her zaman, her koşulda gidebilecek olmak garip bir güçtü!

-Yerliler mi? Bu ülkede kim yerli ki?Sürekli göçlerle hep yer değiştirmiş insanlar.Ege de öyle..

-Bir kasaba yok olur mu?Bir şehir? Yok olunca ne kalır geriye? Gelenler ne arar? Kalanlar ne yapar?

-Tekerin her tarafı yere değer,unutma


-Ben niye böyleyim Rafi?Yerin değil insanın peşinden gidiyorum, evet.Sevdiklerimin peşinden.Belki de benim yolum böyle.Rotası belli olmayan ama kimlerle nasıl yürüdüğünle farklılaşan bir yol.

-Kendini kıyıya sürüklenen bir balık gibi hissetti.Yosun kümesiyle karşılaşmasa, yumaşaklığa karnını sürmese sabaha dek yaralanacaktı.

-Yaratmak için saatlerce,günlerce, haftalarca sancı çekmek!Bu sancıda yaşadığını hissetmek.Güzeli sevmek.Güzeli görüp gülümsemek.

-Kendi toprağında çürüyen bir ağacı ne diye sökersin ki kökünden?

-Hayallerinin peşinde koşanlarda kurtulamadılar bu sıkıntılı acayiplikten.Karavanlar yollardaydı ama küresel sıkıntının girdabından kaçacak delik yoktu.Kaçacak , gizlenecek bir orman ya da ıssız bir oda...kalmamıştı.

-Rüyaları yaşamaya çıktığında rüya görmez mi insan?

NOT:Kitaptaki bir şarkıyı araştırmak için google'a yazmıştım bir site buldum ve orada yazılan bir paragrafın aynısını kitapta okudum.Yalnız anlamadığım şu ki sitedeki yazı 2010 da yazılmış bu kitap bu sene çıktı.Durumu anlayamadım.Şarkı da şöyle:

Yedikule ke Therapia
Tatavla ke Nihori
Afta ta tessera horia
Stolizune tin poli.....

#hiçbir yerde bulup da dinleyemedim maalesef:( Biliyorsanız haber edin lütfen...Onun yerine yine o taraflardan bir şarkı paylaşıyorum blogda nasıl şarkı paylaşılır bilmediğimden linki yazdım.Zülfü Livaneli'nden "Memleket kokulu yarim"

http://fizy.com/#s/1aijos

15 Mayıs 2011

Bugüne kısa bir not düşmek istiyorum.Sevgilimle birlikte ve tabi yüzlerce kişi ile birlikte taksimde sansüre karşı eylemdeydik.İyi ki de oradaydık en azından bazı şeylere engel olamasak da sessizce kabullenmekten iyi olduğunu düşünüyorum.Son derece kalabalıktı çok keyifliydi.Favorim sloganım ise "Porno yoksa üç çocuk da yok" idi:)
Galatasaray Lisesinin önüne gelip basın açıklamasını da dinledikten sonra gittik soğuk bişeyler içmeye.Sonra baya yorulduğumuzu fark ettik zira sabah da Fulya da media markt'e gitmiştik.Tuttuk evimizin yollarını velhasılı yorulduk ama çok keyifli bir gündü değdi...

03 Mayıs 2011

Düzgün birşeyler yazayım diye erteleyip durdum ama biryandan da vakit geçince dedim kısa da olsa not düşeyim geçen günlere.Bir kere önce bahsettiğim paskalya yumurtalarım ve çikolatalarım bunlar Bay G. gelip babamlara kendi elleriyle takdim etti.Çok güzel bir paketi vardı ama sabırsızlıkla açtığım için o halinin fotosunu çekemedim.Sevgilime ve annesine çok teşekkürler:)

Buarada geçen hafta yapamadığımız kahvaltıyı bu hafta gerçekleştirdik:)Giderken kurabiye yapıp götürecektim hatta tarifini de buraya yazacaktım bir kere yapmıştım çünkü çok beğenmişlerdi.Ama anlaşıldığı üzere bu sefer hüsranla sonuçlandı kurabiye pişti tabağa koydum tam götüreceğim anne bi tadına bakar mısın dedim annem attı ağzına yiyor fakat yorum gelmiyor işte o an bişeylerin ters gittiğini anladım:)Normalde şöyle birşey olacakı.Kurabiyelerin resmini şu adresten aldım.Bu alıntılar çalıntılar nasıl oluyor prosedür nasıl hiç bilmiyorum o yüzden aldığım adresi yazayım da bişey olmasın:))(http://tatli-tarifleri.blogcu.com)
Bir de dostlar Kadıköy Haldun Taner Sahnesin'de Aziz Nesin'in "Toros Canavarı"nı izledim ve ne kadar güldüm anlatamam.Konuyu tahmin etmek çok basit ama durum komedisi bile olabilir.Yani ev halkının halinde tavrında kendinizi ailenizi o kadar buluyorsunuz ki bir nevi kendinize gülüyorsunuz.Başrolünde Şevket Avşar oynuyor.Hani hatırlar mısınız bilmem Kaygısızlar diye bir dizi vardı.Ordaki "Eleman" tabi ne kadar büyümüş hali.(Yaşlanmış değil.)Ama favorim Binnur Şerbetçioğlu mükemmel bir oyuncu.Yalnız Yılmaz Erdoğan'ın karakolda geçen bir oyunu vardı konu neredeyse aynıydı?Bir de tiyatronun girişine çok güzel bir Aziz Nesin kuklası koymuşlar bayıldım.




Kocaman öpücüklerimle....