25 Kasım 2011

Fado...

Öncelikle bu yazıya sebep olanlara teşekkürü bir borç bilirim."Hayat izlerim"in Arabesk İtiraf yazısı ve ona gelen yorumların birinde (Oğlak kızı) "fado" nun varlığından söz etmiş ki ben hayatımda ilk kez duymanın utancı içine girdim.Oturdum onu araştırdım.Wikipedia'dan öğrendiğime göre Portekiz'e ait bir müzik türüymüş.Farklı söylentilerde olsa en çok hoşuma gideni şu oldu:Fado;balıkçı,kaşif yada denizci olan sevgililerini,eşlerini denize uğurlayan ve onların geri dönmesini umutla bekleyen 19. yy.ın Portekiz kadınlarının artık beklenen yakınlarının geri gelmemesi üzerine denize karşı yaktıkları ağıtlarmış.
Kelime anlamı olarak ise latinceden geldiği ileri sürülen fatum yani kader kelimesinden geliyormuş.Bu müziği icra eden en meşhur sanatçı ise Amalia Rodrigues imiş.Hemen videosunu paylaşıyorum çok da güzel hiç yabancı gelmedi nedense daha önce dinlemiş gibi bir his yarattı bende.Keyifli dinlemeler,sevgiler...


14 Kasım 2011

Ortaya karışık

Bugünlerde dershanede işlerim biraz yoğunlaşmaya başladı.İki yazı öncesinde işlerimi bir düzene oturtamadığımdan bahsetmişim.Durum hala aynı.Zaten lisedeyken falanda aynı anda bir çok işi yapmayı başaramadığımdan hep bunu yapabilen kızlara özenirdim.Hem derslerinde başarılı,hem her daim bakımlı hem sevgilileri olan kızlar vardır ya.Nasıl oluyor da aynı anda hepsini yapabiliyorlardı hem hayret edip hem de hayran olurdum.Ben bunlardan sadece derslerinde başarılı olma kısmını gerçekleştirebiliyordum.Gerçi üniversiteyi kazanınca acısını çıkardım.Biricik aşkımla tanıştık gezdik tozduk ama bu seferde not ortalamamı düşürdüm tabi:)Neyse özetle hala masam da karışık saçlarım da kafam da:)Yine de bu kaos ortamımda iki film izleyip bir kitap bitirdim.Buraya da onları paylaşmaya geldim
.
Bu sefer popüler takıldım filmler konusunda.Şu herkesin gerildiği Paranormal Activity 3 filmini izledik kuzenimle ki tam bir vakit kaybı allahtan evde izledik yoksa ona verdiğim paraya çok acırdım.Korktuğum sadece korkan kuzenimin beni sarsması sureti ile verdiği tepkilerdi.

Bir de sevgilimle 'Ölümsüzler' filmine gittik.Mitolojideki tanrılarla titanlar arasındaki savaşı anlatıyordu.Film 3 boyutlu bu arada yani görsel anlamda güzel bir filmdi ama pek tarzım değildi tabi.Yine de izlemekten mutlu olduğumu söyleyebilirim.Gerçi kafamdaki Zeus imgesini mahvettiler ama olsun.



Bu arada Ahmet Ümit'in Patasana kitabı bitti.Çok beğendim zaten seviyorum Ahmet Ümit okumayı hele ki bu kitabım imzalıydı geçen sene Tüyap'ta imzalatmıştım.Her kitabı farklı konulara merak sarmama sebep oluyor.Bu kitabından sonra da arkeoloji ilgimi çekmeye başladı.Hadi bakalım hayırlısı.Bu günlük bu kadar herkse mutlu haftalar dilerim...

06 Kasım 2011

Evde tek başına:)

Bayramın ilk saatlerinin bilançosu:
Annemlerin Balıkesire'e gitmesiyle sabah saatlerinden ev bana kaldı.Ve bana verilen bu yetkiye dayanarak özgürlüğümün ,yalnızlığımın tadını çıkarıyorum.Yanlış anlaşılmasın ailemi çok seviyorum ve onlarla çok mutluyum ama benim ara sıra  yenilenebilmem için kendimle kalabilmem de şart.(annemleri de bu şekilde ikna ettim)Neyse hemen bir demlik çay demledim.Babaannemin yolluk niyetiyle yaptığı börekleri katık yaptım.Ee ne de olsa benimki de bir yolculuk sayılır içsel de olsa:)Sonra geçtim üçlü kanepeye aldım battaniyeyi üstüme bir de ne göreyim tv de yaşamdan dakikalar var ve daha güzeli Yeni Türkü konuk.Derya Köroğlu 'başka türlü bir şey benim istediğim' derken ben tam da olmak istediğim yerde ve olmak istediğim şekildeydim:) Program bitti sonra bir film patlattım."koyulacisiyahayakın" o da beni mest etti.Şimdi mutfağa gidip en sevdiğim şey olan kısır yapacağım.Ve sonrada elimdeki o çok güzel Ahmet Ümit kitabı olan Patasana'yı bitireceğim.Bu arada bayram mesajları falan geliyor telefonuma aranacak insanlar var ama halka ilişkileri yarına bırakıyorum.Bugün kendim için yaşıyorum.Kendimi çok seviyorum:)
Herkese de kendi keyfince güzel bir bayram diliyorum...